TBMM gündemine gelen ve operasyonlar sırasında askeri personele soruşturma açılmasını bakanın ya da başbakanın iznine bağlamayı öngören tasarının geçmişe dönük suçları da kapsayacak şekilde işleyeceği tartışılıyor.
TBMM gündemine gelen 18 maddelik kanun tasarısı, operasyonlarda askeri personele, MİT personeli gibi, başbakan ya da bakan izniyle soruşturulabilmesini öngören bir "zırh" getirmesi nedeniyle tartışma yarattı. Tasarının yasalaşmasıyla geçmişe dönük suç duyurularını da kapsayacak şekilde işleyebileceği ihtimali de tartışmaları beraberinde getirdi. Bugüne kadar yürütülen operasyonlarla ilgili suç duyurularının, tasarının yasalaşmasından sonra izin prosedürleri işletilerek değerlendirilmesi, soruşturma izninin verilmediği durumlarda suç duyurularının takipsizlikle sonuçlanması bekleniyor.Bu tür operasyonlarda suç işlenmiş olsa bile soruşturma izni verilene kadar yakalama, gözaltı ya da tutuklama tedbirine başvurulmaması da askeri personele yönelik ayrı zırh olarak değerlendiriliyor.
Yazılı emir
Tasarı, askeri personele soruşturma zırhı getirmesinin yanı sıra, son 6 aydır Cizre, Nusaybin, Sur ve Yüksekova başta olmak üzere ilçelerde yürütülen operasyonlar sırasında kolluk kuvvetlerinin evlere ve binalara girmekte hukuki olarak yaşadığı zorlukları da aşacak bir formül geliştiriyor. Buna göre bu tip durumlarda kapalı alanlara girebilmek için yazılı komutan emrinin yeterli olacağı bu emrin 24 saat içinde hakim onayına sunulacağı ifade ediliyor.
Bu tür operasyonlarda yapılan işlem ve faaliyetler nedeniyle tazminat davaları personele değil devlete açılabilecek. Devlet ödeyeceği tazminatı Milli Savunma Bakanı'nın "uygun bulması" şartıyla ilgili personele rücu edecek.
Çiçek'ten destek
CHP İstanbul Milletvekili Dursun çiçek de tasarıya destek vererek şunları söyledi:
"Terörle mücadelede başarıyla görev yapan askerlerimiz için bu hakkı vermek Meclisin vicdanı borcudur. O kadar tehditle karşı karşıya olmayan MİT personeli için sağlanan bir koruma ve soruşturma izni her an ölümle burun buruna olan terörist kurşunuyla şehit ve gazi olan Mehmetçikten esirgenemez. Bireysel hataları en başta silahlı kuvvetler sorgulayacaktır, soruşturma izni verilmesi için devreye girecektir. Halkın gözünden saklamak mümkün değildir bu çağda" değerlendirmesinde bulundu.
Tanrıkulu'ndan tepki
Tasarıya CHP'den iki farklı tepki geldi. CHP'li Dursun Çiçek tasarıyı desteklerken CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Milliyet'e şunları kaydetti:
"Bu yasa, daha öncede ifade ettiğim üzere faili meçhullere, insan hakları ihlallerine zemin hazırlayacak. Terörle mücadele kavramının dokunulmazlığına ve eleştirilmezliğine güvenerek hiç kimse güvenlik güçlerine yeni zırhlar getiren dokunulmazlıklar getiren bu yasa için destek beklemesin. Bu yasa aynı zamanda Meclis'in yetkisinde olan olağanüstü hal ilan etme yetkisini örtülü bir biçimde Bakanlar Kurulu'na vererek temel hak ve özgürlükler konusunda Meclis'i denetim yapamaz hale getirmektedir. Birçok yönden hukuk devleti ilkelerine aykırılık taşıyan bu yasa tasarısı komisyondan görüşülmeden geri çekilmelidir. Ayrıca, hükümet bu yasayla kendisinin de dahil olduğu insanlığa karşı suçları Türkiye'de yargıdan kaçırmak istemektedir."